Israrla sordu seni uykudan uyandıran bir acı mıydı diye . Beni
uykudan uyandırabilecek pek de fazla bir
acı yok bu hayatta diyemedim. İnsanın diş dokturuyla felsefe yapmasını
engelleyecek gizli yeminler var en
nihayetinde ve biraz düşünecek olsam bence bu yeterince acıtırdı canımı. Hayat ağzınızın
tam ortasına açılan bir boşaltım sistemi diye bağıran düzinelerce filme karşı
hala öğrenememişim acı çekmemeyi ama dedim ya yine de epey az. Alkolü azaltmaktan
daha kolay üstelik.
Bizimkisi halsiz bir arsızlık. Gelmişini geçmişiyle ters yüz
eden bir küfür, yemeğine şap atılmış bir
jigalo. Onursuz bir sefalet yani. Bizim insanlıktan
nasibimizi hep başkaları almış, biletlerimiz dolu koltuklara kesilmiş. Acısı omurgasını
sızlatan yumuşakçalar gibiyiz. Aynaların önünde çırılçıplak soyunuyoruz oysa
kırılınca en önce sırlarını kaybeder aynalar. Sefalet denilen işte tam da bu.