kar küresi



Söylemek istediğim çok da bir şey kalmadı aslında hayat. Susup vakit öldürüyorum, içimde ölen şeylerin öcünü vakit öldürerek alıyorum işte. Hesaplaşmam da kalmadı, gözlerimi kapadım, biraz sağır en çok da dilsizim, bir kaç yarım sigaram vardır belki dumanı tüten hala, içimde tuttuğum soluğu bıraksam onlar da dağılacak.


Yitik sayılmam ama var olduğumu söyleyebilmek yine de büyük cesaret. Maskeli balolardan nefret ederken en gizemlisinde ev sahibi olmuşluk var bir de. Beni en çok üzen de bu aslında. Bilimin yüzüme vurduğu, sanatın benden köşe bucak gizlediği her şeye nefretim var biraz da. Ama uyuyacak olsam her şeyi unutacağımı bildiğimden, nefretim sabun köpüğü… Akıl karıştıran sorulara cevap bulmak heves işi…


Aldığım nefesleri sayıyorum, bu benim intihar şeklim. Bildiğim sayılar bir yerde bitecekler, derin derin nefes alıyorum…  Sayıların bittiği yerde bitecek her şey. Nefes almanın çok da mühim olmadığını bir kez de kendime kanıtlamalıyım artık. Ama bazen aklıma o kadar çok soru geliyor ki sayıları karıştırıyorum. En son ne zaman yağmurun altında ıslandığım önemli mesela, o adam beni hiç sevmiş miydi  ya da bir gün sever miydi, bir de delilik bana yakışır mıydı bunların hepsi önemli.  


Camın buğusuna yazıyorum soruları, yazabileceğim cevaplarsa henüz yok. Aslında cevap diye bir şey yok sadece eskilerini unutturan yeni sorular var, bir de sormaktan sıkılıp unuttuklarımız.  Yer çekimi var bir de ama o  şu an sadece dışarıda yağan karı ilgilendiriyor.  Benimse karda birlikte yürümek istediğim bir adam var. O da sevmez yer çekimini. Hayatımızı ayağımızın altındaki kardan ayırt edemeyiz  yan yana yürüsek şimdi. Hep düşeyazılan anlar dolu ceplerimiz, ama aynı anda düşmeye kalksak belki ellerimiz birbirininin içine düşer. Aklımda tutmaya çalıştığım sayılar, yer çekimi bir de bir adam var.

8 yorum: