hayata inat büyümek

İyi ki doğan arkadaşlara ithaf edilmiş satırlardır bunlar. Yazı demek gelmez içimden, duyguların şeklidir kağıdın üzerinde iz bırakanlar. Bir yer altı edebiyatına bahane bulmak, almanca paylaşılan happy birthday’ler, ırmak kıyılarını hatırlatan alkollü mekanlar, ateist hocaların derslerinden kaçış vs. vs. işte tüm bunlara vesile olan 22 yaşına girmiş bir arkadaş. Arkadaş ama sözlükte anlamı kardeş olarak geçen bir arkadaş. Yaz okulu yurt çimenlerinde 1lt colanın yarısının sahibi, ortak okunan kitaplarda adı geçen ortak, çatılara oturup mp3 kurcaladığımız yağmuru beklediğimiz sağ yanımızda atan bir kalp. Derste dolduruşa gelip piercing yaptırdığımız insan. Birbirimize açtığımız tek yaranın bu olması dileğiyle içimizden geçen metal. Burger maceralarında bizim aldığımız kilolara inat gram almayan ve bu yüzden kıskançlığımızın odak noktası olan dost topraklarımızın en kabul gören mültecisi. Tarafımızca adı defalarca farklı türevlenen küçük şoparımız. Kaleminde can bulan kelimelerle edebiyata hepimizi biraz daha ısındıran emo(imo) kılıklı rocker(rakır). Kitap kurdum. Kült hayranım. Peşine takılıp kitapçı kitapçı dolaşıp pembe bir kitap aradığımız, sonunda sapık yerine konulup filmcilere gönderildiğimiz kırık insan. Marla singer’ı gördüğü günden beri sigaraya ve kadınlara bir başka bakan şahsiyet.

İşte o benim arkadaşım. Bir baş belası, bir ömür törpüsü kendisi. Mesajla beni kandırıp edebi kişiliğimi kitabı için kullanan fırsatçı.

Paylaşılamayan malum adam o. Yaşlandığında bile hiç değişmeyecek o stabil insan. Elinde kitabı, elinde sigarası, masasında sıcak şarabıyla hatırlayacağım, hatırladığımda böyle olduğuna emin olabileceğim insan. Beni yazı yazmaya önce zorlayan, sonra teşvik eden, ilham perilerimin abone olmasına sebebiyet veren yazar. Bir gün bir üniversitede aynı odada akademisyen kimliklerimizle bir arada olmak istediğimiz kişi. Benim arkadaşım diyebilmek için mülkiyet kavramının varlığını anlamlı kılan şahıs.

Dünyanın 17.harikası. 7.8.9.10…………… ta ki 17.’ye kadar. Burnu güzel, hele ondaki popo kimsede yok.(o öyle diyor.) Bir de fotoğraf makinesi var ki o da mükemmel, 12.2 mega piksel. Her anımızı fotoğraflayan hatıra avcısı.

İşte o benim arkadaşım. Dünümüzde yoktu, bugünümüz onunla bir başka güzel ve geleceğimizde de olması ümidiyle…


bu yazının şarkısı:iron maiden-como estais amigos http://ufizy.com/#jvCuiv37TqY/p/13/

kanatlarını kaybeden boyalı kuş


En sevdiğim kitabın bir sayfasını kaybetmek gibiydi. Kitaba devam etsem o eksik sayfanın boşluğu hep orada olacaktı, yarım bıraktığımda ise öncesinde tüm o okunanlar heba olmuş olacaktı.

Yarım bıraktım…

Öyle bir yarım kalıştı ki o, her şey bir anda durmuş, kainatın tüm sesleri kapanan bir kapakla susuvermişti. Sonrasında kitabı bıraktığım yerde kalamayacağını anladı kalp, kendi evinde de olsa kalamazmış insan bazen.

Dönmemek üzere bir bavul hazırlanır, sadece tek bir bavul… Onlarca kitabın olduğu kitaplığın karşısına geçilir, işte o an sorarsın kendine ‘ben en çok hangisini seviyorum?’ , aradan bir kitap seçilir; yuva kokusu sinmiş bir kitap belki de bu yüzden bir kez bile gitmek zorunda kalmış olanlar en sevdikleri kitabın hangisi olduğunu bilirler. Sonra çizgili hırkanı mı daha çok seviyorsun düzü mü diye düşünmeye başlarsın. İlk kanadın o zaman kopar; bir bavula hayatını oluşturan eşyaların ne kadarını sığdırabileceğini fark ettiğin an kopar kanadın, bavulunda kopan kanadını koyacak yer de kalmamıştır bir de.

Sıra anılarını toplamaya gelir, tüm evde dolaşır her odasından tek tek toplarsın yaşanmışlıklarını yerlerine birer damla gözyaşı bırakarak, her şeyi içine çekmeye çalışırsın son kez topladığın yatağın, balkondaki kurumuş biberler, babanın bilmem kaçıncı doğum gününde aldığı oyuncak köpek, tüm görüntüler hücum eder benliğine o vakit.

Seçimler yapılmıştır, hayatının yükünü koyduğun bavulu sürüklersin koridorda, duyulan son seslerdir bunlar evin içinde ve senin kulaklarında daima çınlayacak olanlardır; bir bavulun tekerlek sesleri ve kimsenin uğurlamaya gelmediği o kapının kapanış sesi. İşte ikinci kanadın kopuşu da tam o ana denk gelir…

bu yazının şarkısı:sertap erener- yolun başı http://ufizy.com/#LZ1mUWnJyEs/r/!/

http://www.facebook.com/blogumadokunma