uykuda kaybolan bir balık tanıyorum


Kısa metrajlı uzun bir film. Kadran çarpık, enstantane kaymış, görüntüler girişik. Ve odamdaki gece lambasını tanrı sanıyor ateş böcekleri. Newton’un zamanından beri çok şey değişmiş, denizden göğe yükseliyor yağmurlar.
Damarlarımızdan beynimize kafeinli rüyalar hücum ediyor. ‘Çocuklar uyuya uyuya büyür’ diyerek uykulara gönderilmiş birer çocuğuz işte. Anne, çocukları rüyalar büyütür.
Sonra maşaların ucunda kızgın yağa gönderilir gibi rüyalardan kızarmış kabuslara geçiliyor. Anne, kabuslar çocukları rüyalardan daha çabuk büyütür.
Tanrıların hayal kahvesinde boğaza doğru oturup gemilere taş atan militan ruhlarımız, yağmur yağdığında çamurdan gözyaşlarıyla ağlıyor. Gövdeden önce kökün geliştiğini söyleyen tüm biyoloji kitaplarına inat önce meyve veren ağaçlar büyür rüyalarımızda. Anne, rüyalar gerçeklerden ne uzak.
Yatağımıza kağıtlar yayıp üzerine yatarız. Rüyalarında hafızalarından süzülen anıları kaybetmemek için yapar çocuklar bunu. O yüzden büyüyene kadar her çocuk gazete kağıtları üzerinde uyanır. Anne, uykum geldi gazeteleri getir.
Rüyalar korkutur çocukları, korku vücutta en çok boşaltım sistemini sever, altına kaçırır o yüzden çocuklar uykularında, rüyalar en çok çocukları sever. Anne, çişim geldi.
Sokaklarda oyun oynardı çocuklar yağmur sonrası, su birikintilerinde görünen suretler korkuttu sonra onları, rüyalar sudaki akisleri değiştirir. Anne, değişsem de sever misin beni?
Yaşlandıkça az uyur insan. Yaşlılar rüyaları sevmez. Ben daha küçüğüm. Uyutma beni anne, büyütme beni. Geliyorlar anne. Yağmurlar geliyor, zorluklar geliyor, korku sonra,sonra acı, bunlar bana ağır geliyor anne.
Uyandır beni anne!
Anne?
Rüyalar ses geçirmiyor.


bu yazının şarkısı: hypnogaja- lullably http://ufizy.com/#hX3N9ca1zUY/p/41/

3 yorum:

  1. seni bu yazıdan dolayı dövebilirim, evet yapabilirim.

    YanıtlaSil
  2. bence bu yazı sebebiyle beni seviosun :)

    YanıtlaSil
  3. ayı yavrusunu severken öldürmüş :D

    YanıtlaSil