Dönemiyorum senden. Hiç yürüyemediğim ayaz yokuşlarının dönüşlerini bilmiyorum. Labirentlerinde kaybolmak ayaklarımın intiharı olur. Ama acı çekilmeyen intihara intihar olmak yakışır mı? Kuzgun gecelere küskün saatler ekerken ben, güz günleri yağarken yaz’ıma, gözyaşlarımla yıkarken güneşi buharlaşan yollar közlüyor kalbimi.
Küfrün ağzına sakız olmuşken bu yerin dibine doğrulmuş yokuş, inişim çıkışıma,ölümüm tadıma karışmışken,bir de bu kadar içmişken, bir de inadına sarhoş olamamışken, bir de ay çalmışken gölgemi benden, intiharlarıma sebep, dönüşlerine yol, rakıma su aramak bir taş daha koyuyor çin seddime.
Yolcusuz trenin,trensiz istasyonun, istasyonsuz kalbin, kalpsiz şehrin, şehirsiz haritanım şimdi. Tüm pusulalarda kuzeyin göbek adıyken ben, sen pusulanın ibresini bile göremeyen bir eskimosun.
Şimdi güneş eritirken iglonu, üzerine düşen her damlanın şıpırtısı geri versin ayın çaldığı gölgemi bana. Gölgem yol olsun, yollar sana olsun ama ben sana gelemeyecek kadar intihar etmiş olayım.
Bu bloggerda intihar etmek tehlikeli ve yasaktır;D
YanıtlaSilmaksat içimizi dökmek değil mi bir insan içinde ne kadar şey saklayabilir ki
YanıtlaSilRöntgenle filmi çıkana kadar desem;D
YanıtlaSil